Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Kadınların örtünmesi

Mükellef olan, yani akıl ve balig olan insanın nemaz kılarken açması veya her zaman başkasına göstermesi ve başkasının bakması haram olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Erkeğin ve kadının avret mahallini örtmesi, hicretin üçüncü senesinde gelen, (Ahzab) ve beşinci senesinde gelen (Nur) surelerinde emir olundu.

Hür olan kadınların ellerinden ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve ayaklarının altı, nemaz için e avretdir.

Erkeğin veya kadının avret uzvlarından herhangi birinin dörtde biri, bir rükn açık kalırsa, nemaz bozulur. Azı açılırsa bozulmaz. Nemazı mekruh olur. Mesela, ayağının dörtde biri açık olan kadının nemazı sahih olmaz. Kendisi açarsa hemen bozulur.

Avret yerini örtmek, namazda da, namaz dışında da farzdır. Yalnız iken kılarken de, örtmek farzdır. Temiz elbisesi bulunan kimsenin karanlıkda, yalnız iken de çıplak kılması caiz değildir.

Kadınların, namaz dışında, yalnız iken, diz ve göbek arasını örtmesi farz olup, sırtını ve karnını örtmesi vacib, başka yerlerini örtmesi edebdir. Evde yalnız iken, başı açık dolaşabilir. Görünmesi caiz olan onsekiz erkek yanında, ince baş örtüsü örtmeleri evladır. İyi olur. Yalnız iken avret yeri, ancak özr ile açılabilir. Mesela halada açılır. Yalnız olarak gusl abdesti alırken açmak mekruh olur veya caizdir veya küçük yerde caiz olur da denildi. Namaz dışında, necasetli elbise ile de örtünmek lazım olur.

Kadınların, yabancı erkeklere yalnız yüzünü ve avuçlarını açması caiz ise de, erkeklerin, Müslüman olsun, kafir olsun, yabancı kadınların yüzlerine ve avuçlarına şehvet ile bakması caiz değildir.

Kadınların bakması caiz olan yerlerine, mesela yabancı kadınların yüzlerine, avuçlarına ve avret yerlerinin resmlerine ve konuşan çocukların avret yerlerine, lüzumsuz olarak şehvetsiz bakmak mekruhdur. Konuşmağa başlamamış olan küçük çocukların avret mahalli, yalnız sev’eteyndir.

Erkek çocukların, on yaşına kadar, kızların ise, gösterişli oluncıya kadar galiz avretlerine, bundan sonra, bütün avret yerlerine bakmak caiz değildir. Oğlanların yüzüne şehvet ile bakmak da haram olup, şehvetsiz bakmak, güzel olsalar da caizdir.

(Üç şey, göze cila verir: Yeşilliğe, akar suya ve güzel yüze bakmak) ve (Üç şey gözü kuvvetlendirir. Sürme çekmek, yeşilliğe ve güzel yüze bakmak) hadis-i şerifleri, bakması halal olan kimselere bakmanın faidesini bildirmekdedir. Yoksa, yabancı kadınlara, kızlara bakmak, gözü zaifletir ve kalbi karartır.

Hadis-i şerifte, (Yabancı bir kızı görüp de, Allahü teâlânın azabından korkarak, başını ondan çeviren kimseye Allahü teâlâ ibadetlerin tadını duyurur) buyuruldu. İlk görmesi afolunur. Bir hadis-i şerifde, (Allah için yapılan cihadda düşmanı gözleyen veya Allah korkusundan ağlıyan veya haramlara bakmıyan gözler, kıyametde Cehennem ateşini görmiyeceklerdir) buyuruldu.

Yedi veya on yaşında olan gösterişli kızlar ve onbeş yaşını dolduran veya baliga olan bütün kızlar, kadın hükmündedir. Böyle kızların başları, saçları, kolları, bacakları açık olarak, yabancı erkeklere görünmeleri ve erkeklere teganni etmeleri, onlarla yumuşak, cilveli konuşmaları haram olur. Kadınların, yabancı erkeklerle, alış veriş gibi, ihtiyac olduğu zaman, fitneye sebeb olmıyacak şekilde, sert konuşması caizdir.

Erkekler arasında yüzünü açmaları da böyledir. Kadınların, başı, saçı, kolları, bacakları açık sokağa çıkmaları ve yabancı erkeklere, lüzumsuz yere, seslerini duyurmaları, erkeklere şarkı söylemeleri, plak ile, film ile de duyurmaları, Kur’an-ı kerim, mevlid, ezan okuyarak duyurmaları büyük günahdır.

Kadınların, kızların ince, dar veya kürklü örtü ile ve küpe, gerdanlık gibi zinet eşyası açık olarak ve erkekler gibi giyinerek ve saçlarını erkekler gibi traş ederek sokağa çıkmaları haramdır.

Bunun için, geniş bile olsa, pantalon ile örtünmeleri de caiz değildir. Pantalon, erkek elbisesidir. Hadis-i şeriflerde, (Örtülü olan çıplaklara ve erkek gibi giyinen kadınlara ve kadın gibi giyinen, süslenen erkeklere la’net edildi).

Hele dar pantalon, erkeklere de caiz değildir. Çünkü, kaba yerleri dışardan belli olmakdadır. Bundan başka, kadınların pantalon giymeleri eskiden de, şimdi de islam adeti değildir.

Dinsizlerden, islam tesettürünü bilmiyenlerden gelmekdedir. Haramlar yayılsa, yerleşseler de, islam adeti olamazlar. Kafirlere benziyenin, onlardan olacağı, hadis-i şerifde bildirilmişdir. Pantalon, manto altına giyilebilir ise de, mantonun pantalon yokmuş gibi dizleri örtmesi lazımdır. Şalvar, çok geniş olduğu için, adet olan yerlerde, kadınlar için de, iyi bir örtü olur.

Âdet olmıyan yerlerde fitneye sebeb olursa, kullanması caiz olmaz. Geniş manto ile örtünmek adet olan yerlerde, kadının çarşafla sokağa çıkması da böyledir. Ayrıca, islam örtüsü ile alay edilmesine sebeb olarak, günah da olur. Nemazda ve nemaz dışında, avret yerini başkalarının yan taraflardan görmemeleri için, örtmek farz olup, kendinden örtmesi farz değildir.

İnsanların, birbirine görünmesi ve bakması, dört dürlüdür: Erkeğin kadına, kadının erkeğe, erkeğin erkeğe, kadının kadına bakmasıdır. Erkeğin kadına bakması da dörde ayrılır: Erkeğin yabancı hür kadına, kendi hanımsine ve kendi cariyelerine ve bakması caiz olan onsekiz akrabasına, başkalarının cariyelerine bakmasıdır.

Erkeklerin yabancı kadının yüzünden ve avuçlarının içinden ve dışından başka yerine bakmaları dört mezhebde de haramdır. Kızların yüzlerine şehvet ile bakmaları da haramdır. Bunun için, kızların yüzlerini de örtmeleri lazımdır. Hasi, ya’ni burulmuş, husyeleri çıkarılmış olanın bakması da haramdır. İnsanı burmak yani kısırlaştırmak haramdır. Hayvanı, ancak semizletmek için caizdir.

Erkeklerin, erkeğin göbeği ile dizi arasına bakmaları haramdır. Bunun dışına, şehvetsiz bakmaları caizdir. Zevcesine tepeden tırnağa kadar, şehvet ile dahi bakması ve bunların ona bakmaları caizdir.

Erkek, nikahla alması ebedi, sonsuz haram olan onsekiz kadının başına, yüzüne, gerdanına, kollarına, dizden aşağı bacağına, şehvetden emin ise, bakabilir. Göğüslerine, koltuk ve yanlarına [böğürlerine], uyluk ve dizlerine ve sırtına bakamaz. Kadınların buralarına da (Galiz) ya’ni (Kaba avret) yerleri denir. Her kadının, buralarını nemazda, yabancı erkeklerin yanında, şekli belli olmamak üzere geniş olarak örtmeleri lazımdır.

İslam kadınları, şimdiki manto ile örtünmekde idi. Çarşafla örtünmeleri, sonradan adet oldu. Geniş, uzun manto, kalın baş örtüsü ve uzun çorap, şimdiki çarşaflardan daha iyi örtmekdedir.

Kafirler, zındıklar, müslüman hanımlarını aldatmak için, (İslamiyyetin başlangıcında kadınlar örtünmezdi. Peygamber zamanında, Müslüman kadınları, başları,kolları açık gezerlerdi. Sonradan, kıskanç din adamları, kadınların örtünmelerini emr etdiler. Kadınlar, sonradan kapandı. Umacı gibi oldu) diyorlar.

Evet, kadınlar açık gezerdi. Fakat, hicretin üçüncü senesinde (Ahzab) ve beşinci senesinde (Nur) sureleri gelerek, Allahü teâlâ örtünmelerini emir eyledi.

Bakması caiz olan yere, şehvetden emin olanın dokunması da caizdir. Bir hadis-i şerifde, (Ananın ayağını öpmek, Cennet kapısının eşiğini öpmek gibidir) buyuruldu. Fakat, yabancı genç kadının eline ve yüzüne bakmak caiz olduğu halde, şehvetden emin olsa dahi, dokunmak, tokalaşmak caiz değildir.

Herhangi kadın ile zina etmek veya herhangi bir yerine şehvet ile dokunmak, unutarak veya yanılarak bile tutsa, hanefide ve hanbelide (Hurmet-i musahere)ye sebeb olur. Ya’ni, o kadının neseb ile ve süt ile olan anası ve kızları ile o erkeğin evlenmesi, kızın da, oğlanın oğlu ve babası ile evlenmesi ebedi haram olur. Bir baba ile kızı arasında hurmet-i musahere hasıl olursa, kızın anası ile, ya’ni adamın hanımsi ile adam arasındaki nikah bozulmaz. Kadın başkası ile evlenemez. Adamın bu kadını boşaması lazım olur. Bu kadın ile evli kalması ebedi haram olur.

Damad ile kayın validesi arasında hurmet-i musahere hasıl olursa, damadın hanımsini boşaması lazım olur. Damad, bu kadın ile, sonsuz olarak, bir daha evlenemez . Kızlar, kendilerinden emin olsalar da, yabancı erkeklere dokunmaları caiz değildir. Şehvet ile dokunurlarsa, hurmet-i müsahere hasıl olur. Kızın ve ihtiyarların şehveti, kalbinin meyl etmesi demekdir. Şehvete sebeb olmıyacak derecede ihtiyar kadınla müsafeha etmek [tokalaşmak] ve elini öpmek, kendinden emin olana caiz ise de, yapmamak daha iyidir.

Yabancı kadın çok olsa da, halvet olur. Çok ihtiyar kadınla ihtiyar erkek sefere çıkar ve yalnız kalabilirler . Ebedi mahrem olan onsekiz kadından biri ile halvet caiz ise de, yalnız süt kardeş ile ve genç kaynana veya gelin ile, fitne şübhesi olunca, mekruhdur. Yabancı genç kadınla, zaruret olmadan, konuşmak caiz değildir. Mescid gibi dışarıdan içerisi görünen umuma açık yerlerde [nakl vasıtalarında, dükkanlarda] yalnız kalmak, halvet olmaz. Bir evin iki odası bir yer sayılmaz.

İmam-ı Ebu Yusüfe göre, ekmek pişirmek, çamaşır yıkamak [ve kaba olmıyan avret yerlerinin açık olması lazım gelen başka işler] için ücretle çalışmağa mecbur kalan muhtac, esir, kimsesiz kadınlar [işçi ve me’murlar], iş icab etdirdiği kadar, ayaklarını ve kollarını açabilir. Erkeklerin, bunları, iş için görmesi ve şehvetsiz bakması caiz olur.

Baldız ve yenge de yabancı kadındır. Bunların da saçına, başına, koluna, bacağına bakmak haramdır. Bunlar gibi yabancı akraba evine gidince veya onlar gelince, kadın erkek birlikde oturmak, gülüp neş’elenmek caiz değildir. Beraber oturmak adet olan ve haram olduğuna ehemmiyyet verilmiyen yerlerde, fitne çıkarmamak ve akraba arasında düşmanlıklara yol açmamak için, kadınlar erkek akraba yanında ve sofrada örtülü olarak, kısa zaman oturur.

Ciddi konuşulur. Bu görüşmenin kısa sürmesine ve seyrek olmasına ve bilhassa bir yerde yalnız bulunmamalarına çok dikkat etmelidir. Dinini bilen ve uyan, bilgili ve halis Müslümanlar, böyle birlikde hiç oturmamalıdır. Cahillerle münakaşa etmemeli, dinimiz böyle emr ediyor diye israr etmemeli, dünya işlerini ileri sürerek, tatlı söyleyip, akrabayı darıltmıyarak, haramdan kaçınmağa çalışmalıdır.

Evlenmek istediği kızı, şehvet korkusu olsa bile, bir kerre görmeleri ve doktorun, ebenin, sünnetcinin, lavman yapanın, lazım olduğu kadar bakmaları caizdir.

Kadınların birbirlerine avret yeri, erkeğin erkeğe avret yeri gibidir.

Şehvetden emin olan kadının yabancı erkeğe bakması, erkeğin erkeğe bakması gibidir. Şehvet ile bakması haram olur.

Gayr-ı müslim ve mürted kadınların [ve mürted amca ve dayının], Müslüman kadınlarına bakması, ya’ni Müslüman kadınların bunlara görünmeleri, yabancı erkeklere görünmeleri gibi, üç mezhebde de haramdır. Bunlar Müslüman kadınlarının bedenine bakamazlar. Hanbeli mezhebinde caizdir.

Bedendeki bakması caiz olmıyan yerler, bedenden ayrılırsa, öldükden sonra dahi, bunlara bakmak caiz değildir. Kadınların saç ve başka kılları, ayak tırnakları [el tırnakları değil] ve kemikleri vücuddan ayrıldıkdan sonra, bunlara bakılamaz.

Kadınların bakılması haram olan yerlerinin aynadaki veya sudaki görüntülerine şehvetsiz bakmak haram değildir. Çünkü, kendileri değil, aksleri, benzerleri görülmekdedir.

Aksleri, resmleri, kendileri değildir. Bunları görmek, kendilerini görmek olmaz. Resmlerine, sinemadaki ve televizyondaki görüntülerine bakmak, aynadaki hayallerine bakmak gibidir. Hepsine şehvetsiz bakmak caiz olup, şehvet ile bakmak veya şehvete sebeb olacak görüntülerine bakmak, böyle sesleri dinlemek haramdır. Bunlara şehvet ile bakan elbette vardır. Şehvete, harama sebeb olan resmleri yapmak, basmak, resm etmek haram olur.

Kadınların avret yerlerine cam, herhangi gözlük ve su arkasından şehvetsiz de bakmak ve su içindeki kadına bakmak caiz değildir, haramdır.

Vücude yapışık olmıyan, dar olmıyan elbise ile örtülü kadına şehvetsiz bakmak caizdir. Kaba avret yerleri dar elbise ile örtülmüş kadına, şehvetsiz de bakmak haramdır. Yabancı kadının iç çamaşırlarına şehvetle bakmak haramdır. Sıkı, dar örtülmüş, kaba olmıyan avret yerlerine şehvetle bakmak haramdır.

Kadınların açık ve süslü olarak sokağa çıkmaları haram olduğu gibi, mahrem olmıyan erkeğin bulunduğu yerlere böyle girmeleri de haramdır. Avret yeri açık olarak cami’ içine girmek, daha büyük günahdır. Avret mahalli açık olan kimselerin bulunduğu yere veya haram işlenen her yere (Fısk meclisi) denir.

Müslümanların, zaruret olmadıkça, fısk meclislerinde, yani fasıkların toplandığı yerde oturmalarının ve hanımlerini göndermelerinin caiz olmadığı (Bezzaziyye)de yazılıdır.

Îmanı olan hanımların, sokağa çıkarken baş, saç, kol, bacak gibi kaba olmıyan avret yerlerini de örtmeleri bildirildi. Îmanın gitmemesi için, haramdan çok korkmalıdır.Yalnız keyflerini, zevklerini düşünenler, zevklerine kavuşmak için, başkalarının zarara, felakete düşmelerinden çekinmiyenler diyorlar ki: (Umacı gibi örtünmüş kadını görmek, insana sıkıntı veriyor. Süslü, açık, güzel kadına, kıza bakmak ise, insana ferahlık, neşe veriyor. Güzel bir çiçeğe bakmak, koklamak gibi tatlı oluyor).

Halbuki, çiçeğe bakmak, onu koklamak ruha tatlı gelmekdedir. Ruhun Allahü teâlânın varlığını, büyüklüğünü anlamasına, Onun emrlerine uymasına sebeb olmakdadır. Kokulu, tuvaletli, açık kıza bakmak ise, nefse hoş gelmekdedir. Kulak, renkden zevk almaz. Göz de sesden zevk almaz. Çünkü, anlamazlar. Nefs Allahü teâlânın düşmanıdır. Zevklerine kavuşmak için her kötülüğü yapmakdan çekinmez. İnsan haklarını, kanunları çiğner. Onun zevklerinin sonu yokdur. Kıza bakmakla doymaz.

Onunla buluşmak, her zevkını yapmak ister. Bunun içindir ki, bütün kanunlar, nefslerin taşkınlıklarını önlemekdedir. Nefsin taşkın zevkleri, insanı sefalete, hastalıklara, aile faci’alarına, felaketlere sürüklemekdedir. Allahü teâlâ, bu faci’alara mani’ olmak için, kızların açılmalarını, yabancı erkeklere yaklaşmalarını, içkiyi, kumarı yasak etmişdir. Nefslerinin esiri olanlar, bu yasakları beğenmiyorlar. Bunun için, Ehl-i sünnet alimlerinin ilmihal kitablarını kötülüyor, gençlerin bu kitabları okuyarak se’adete kavuşmalarına mani’ oluyorlar.


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com