Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Övgü ve takdir

İnsanlar iki çehreden oluşurlar. Birincisi kendileri, ikincisi de olmak istedikleri kişidir.

Çekingen kişiler cesur olmayı dilerler, başarısı olanlar başarılı olmayı, düzensiz olanlar düzenli olmayı, takdir görmeyenler takdir görmeyi, sevilmeyenle de sevilmeyi isterler.

Eşlerin birbirlerine karşı tutumu bundan farklı olmalıdır. Yani bir hanım, kendi düzensizliğinden şikayetçi olabilir ve değiştirmeye çalışabilir ama, eşinin düzen anlayışını değiştirmeye kalkışmamalıdır. Aynı şekilde bir bey, prensiplerine uymada gevşeklik göstermekten şikayeçi olabilir ve daha katı yollar deneyebilir ama, eşinin kendi prensipleri olmasında da saygı duymayı bilmelidir.

Hülasa, eşlerin görevi, diğer insanlarla kıyas etmeksizin, birbirlerinin, olmak istedikleri insan olmasına yardımcı olmaktır. Bu da tasdik etmekle, desteklemekle, teşvik etmekle, övgüyle olur.

Eğer her kusura, abartarak bir de siz ekleme yapıyorsanız, eşiniz sizin olmasını istediğiniz kişilikle kendi istediği arasında kala kalacaktır. Dünyada eşi tarafından övgü ve takdir görmeye karşı koyabilecek bir kişi bile yoktur. Eğer biriyle evlenmiş iseniz, dünyada fikirlerine en çok değer verdiğiniz, en çok takdir ettiğiniz, en çok etkilendiğiniz, en çok benzemek istediğiniz kişi eşinizdir demektir. Ya da öyle olmalı, yani en çok eşinizin düşüncesine ehemmiyet vermeli, en çok onun sözüne değer vermeli, en çok onu takdir etmeli, en çok onu beğenmelisiniz. Bu en çok değer verdiğiniz kişinin dilinden dökülecek “ olağan üstüsün, seninle gurur duyuyorum, seninle evli olduğum için çok mutluyum” sözlerinin sizi ne kadar etkileyeceğinizi bir düşünün. Büyük bir enerjiyle dolarsınız. Bu sözleri hanımından işiten bir bey, uçan kuşu yakalayacak kadar çevik, hanım ise her sıkıntıyı göze alabilecek kadar sabırlı olacaktır.

Maalesef, var güçleriyle, eşlerini olmadıkları kalıplara sıkıştırmaya çalışan kişilerin evlilikleri de, içine sığamayacakları kadar daralır, öyle ki kimse nefes alabilecek yer bulamaz. Dünyaya gelirken hepimiz, kendi şahsiyetimizi de yanımızda getiriyoruz. Evlendiğimiz yaşa gelemden çok daha önce yani 4-5 yaşlarında karakterimiz olgunlaşıyor.

Alışkanlıklarımızı ise ergenlik dönemi boyunca ediniyoruz. Evlenme çağına gelindiğinde ise artık tam anlamıyla kemikleşmiş karakterlere sahibiz demektir. Bu denli sert bir yapıya müdahale, ancak ondan daha sert davranışlarla, ezip kırarak yapılabilir. Eşlerin birbirlerini beğenmeyerek, değiştirmeye çalışmaları da işte böyle bir tesire neden olur. Beyleri değiştirmeye çalışan hanımlar, kısa bir süre sonra eşlerinin kendilerinden uzaklaştığını yada başarısızlıkların ardı arkasının kesilmediğini göreceklerdir. Hanımlarını değiştirmeye çalışan beyler ise ya saldırgan,kavgacı bir eşe yada kişiliğinden uzaklaşmış, kendisi gibi olmaktan vaz geçmiş, bir başkasına benzemeye çalışan silik ev arkadaşlarına sahip olacaktır.

Hiç bir hanım evinden uzaklaşan bir eşe sahip olmak istemeyecektir. Hiç bir bey de yaratılırken kuşandığı haklardan eşini vaz geçmek zorunda bırakarak, çocuklarının eksik eğitilmesine razı olmayacaktır. En önemlisi insana saygı ve merhamet ilkesinden yola çıkarak, en aziz varlığı olan eşlerinin haklarını ihlal etmek istemeyecektir. Eşler birbirlerinin yaşam haklarına, kişiliklerine, tercihlerine, düşüncelerine, önceliklerine, ideallerine, duygularına, farklılıklarına, zevklerine, özelliklerine, kendilerine duyulmasını istediklerinden çok daha yüksek bir oranda saygı duymalı. Eşimizden göreceğimiz saygının, aile içinde elde edeceğimiz saygınlığın temelinde bu vardır. Halkını sömüren ve haklarını çiğneyen diktatörleri ne onlar yaşarken ne de dünyadan yıkılıp gittikten sonra kimse sevip takdir etmemiştir.

Unutulmamalı bir insan itilip kakılarak değil, ancak teşvik edilerek ilerleyebilir. Övülmek, takdir edilmek insanların gerçek kıymetini ortaya çıkaran yöntemlerdir. Bunları uyguladığımızda elimizle yontup şekillendirmeye çalıştığımız bir eşe değil de mutluluğu paylaştığımız, kendisinin olmak istediği kişiliğe sahip, onurlu bir eşe sahip oluruz.


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com