Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Esma Binti Yezid (radiyallahu anha)

Esma b. Yezîd {r. anhâ)nın amcasının oğlu Muaz İbn Cebel müslüman olunca, ona İslâm´ı ve Muhammed´in davet ettiği şeyi sordu. Muaz ona Kur´an-ı Kerîm´den âyetler okudu. Onun (S.A.V) tek olan ve ortağı olmayan Allah´a.İbâdete ve iyiliği emrederek kötülüğü yasaklı-yarak putlara tapmamaya davet ettiğini söyledi. Esma (r. anhâ) Rasû-lüllah´a gelip müslüman oldu ve bey´at etti. Bey´at ettiği sırada kolla­rında iki altın bilezik vardı .Rasûlüllah (S.A.V) onların parıltısını gördü ve şöyle dedi:

? Esma! Bilezikleri,at. Allah´ın sana ateşten bilezikler takmasın­dan korkmuyor rıusuh?

Esma onları attı ve onlara ait hiçbir eser göremedi. Sanki yer ya­rılmış, onları yutmuştu. Onları kimin aldığını anlıyamadi.

Esma ve yanındaki kadınlar Peygamberle (S.AAO tokalaşmak is­tediler. Rasûlüllah (S.A.V) şöyle buyurdu :

? Ben kadınlarla tokalaşmam.

Esma Bint Yezîd İbnu´s-Seken Rasûlüllah´a (S.A.V) beyat eden ilk kadın olmuştu.

Esma Bint Yezîd İbnu´s-Seken mü´minlerin annesi Âîşe Bint Ebî Bekr´i süsleyip Rasûlüllah´a geldi. Onu Aîşe´yle oturmaya çağırdı. Ra­sûlüllah (S.A.V) geldi. Âîşe´nin yanına oturdu. Ona büyük bir bardak süt getirildi. Sütü içti sonra Âîşe´ye verdi. Âîşe utandığı için başını eğ­di. Esma Bint Yezîd ona :

? Rasû!ü!Iah´ın (S.A.V) elinden al, dedi. Âîşe aldı ve biraz içti. Rasûlüllah (S.A.V) ona :

? Arkadaşına ver, dedi. Ensarii kadınlar :

? Bizim iştahımız yok, dediler. Peygamber (S.A.V) :

?Açlıkla yalanı biraraya getirmeyin, dedi. Esma ve Ensarlı kadınlar Hz.Âîşe´yi gerdek için Rasûlüllah´ın evi­ne götürdüler. .

Bir gün, Peygamber (S.A.V) akşam namazını Abduieşhe! oğulları­nın mescidinde kıldı. Esma (r. anhâ) kendi evine gitti. Et ve ekmek ge­tirdi ve :

? Anam, babam feda olsun, ye, dedi. Rasûlüilah (S.A.V) ashabına :

?Allah´ın adiyle yeyin, dedi.

Peygamber (S.A.V), beraberinde gelenler ve ev halkından orada bulunanlar yediler. Esma Bint Yezîd gördü ki et ve ekmeğin tamamı ol­duğu gibi duruyordu. Halbuki kırk kişi vardı. Esma (r. anhâ) kendi ken­dine :

? Ganim elinde olan Allah´a yemin olsun ki, bu Rasûlüllah´ın be­reketinden dolayı böyledir, dedi. ?

Rasûlüllah (S.A.V) onun evindeki bir tulumdan su içip gitti. Esma bu tulumu aldı, onu yağla parlatıp kaldırdı. Onunla hastalara su verir, bereket umulduğu anda kendisi ve ev halkı ondan su içerdi.

Esma Bint Yezîd, işlerinde yardımcı olmak için Rasûlüllah´ın evi­ne çok gider gelirdi. Bir gün ona teyzesi geldi. O, kolunda iki altın bi­lezik olduğu halde Rasûlüllah´a soru sormaya başladı; Rasûlüllah S.A.V) şöyle buyurdu:

? Üzerinde ateşten bilezik bulunması sana kolay mı geliyor?

Esma (r. anhâ) teyzesine :

? Teyze! Şu bileziklerini kastediyor, dedi.

Halası da bilezikleri attı. Esma Bint Yezîd şöyle dedi:

? Ya Rasûlellah! Onlar zînet takınmazlarsa kocalarının itibarları olmaz.

Peygamber (S.A.V) gülerek :

? Gümüşten bir halka bulup onu sofranla ovamaz mısın? O sanki altın gibi olur. Kim çekirge gözü ağırlığında birşey takınırsa kıyamet gününde onunla dağlanır.

Esma (r. anhâ) Rasûlüllah´la birlikte Hayber´in fethinde bulunmuş­tur. Esirler toplanınca Ummu Suleym ve Esma Benî Kureyza ve Benî Nadir´in hanımefendisi Zeyneb Bint Huyey İbn Ahtab´ı (Safiyye Bint Huyey İbn Ahtab´ı) aldılar. O, Ummu Suleym´le Esmâ´ya şöyle dedi:

? Başım İbn Ebi´i-Hukayk´ın (gelin olduğu sırada kocasıyla bir­likteyken) kucağında uyuyordum. Rüyamda ayın kucağıma düştüğünü gördüm. Bu rüyayı ona anlattım. Bana bir tokat vurarak: Sen Arapların hükümdarını istiyorsun. Bu da ancak Hicaz´ın hükümdarı Muhammed´i istediğin anlamına gelir, dedi.

? Allah´a yemin ederim. Bu o rüyadır. Doğru çıktı. Sen Rasûlul lah´la (S.A.V) evleneceksin,.dedi.

Esma Bint Yezîd İbni´s-Seken bazı yerlerde Rasûlüllah´la birlikte bulunmuştur. Bir gün, ashabıyla birlikteyken Rasûlüllah´a (S.A.V) geldi:

? Anam, babam sana feda olsun, ya Rasûlellah! Ben sana kadın­lar adına geldim. Aziz ve celîl olan Allah seni, bütün erkek ve kadın­lara göndermiştir. Biz sana inandık ve tabi olduk. Biz kadınlar sizin evlerinizi bekleriz, cinsel isteklerinizi yerine getiririz ve çocuklarınızı taşırız. Siz erkekler toplanmada ve cemaatlerde, hasta ziyaretinde ve cenazede bulunmada, hacca gitmede bize tercih edildiniz. Bunlardan daha üstünü olan Allah yolunda cihadda da. Erkek hacca gitmek veya cihad etmek üzere çıktığında biz sizin mallarınızı koruruz, elbiselerini­zin ipini hazırlarız ve çocuklarınızı büyütür, yetiştiririz. Bu sevap ve hayrı kazanmada sizin gibi miyiz? dedi.

Rasûlüllah (S.A.V) yüzünü tamamen ashabına çevirerek şöyle de­di : ı

? Bir kadının dini hakkında bundan daha güzel soru sorduğunu duydunuz mu?

Onlar :

? Ya Rasûlellah! Bir kadının böylesine doğruyu bulduğunu (hidâ­yete erdiğini) tahmin etmiyorduk, dediler.

Peygamber (S.A.V) ona dönüp şöyle dedi :

?Esma! Git, gerideki kadınlara bildir ki, sizden birinizin kocası­na iyi davranması, onun hoşnutluğunu kazanmaya çalışması ve kocası­nın uygun gördüğü birşeyi yapması erkekler için söylediklerinin hep­sine denktir.

Esma (r. anhâ) lâilâhe illallah, Allâhu ekber diyerek ve Rasûlüi-İah´m (S.A.V) söylediklerini müjdeleyerek oradan ayndı. Kadınların kocalarına iyi davranmaları, onlara saygı gösterip İslama uygun olan sözlerini dinlemeleri çok değerli bir şeydir. Lâkin kadınlar bunun de­ğerini ve ecrini pek bilmiyorlar...

Rasûlüllah [S.A.V) Abdulaşhel oğulları kadınları arasındaki Esma Bint Yezîd İbni´s-Seken´e uğradı ve onlara selâm verdi. Onlar da onun selâmını aldılar.

Esma Bint Yezîd bir grup Ensar kadınıyla birlikte, ona soru sormak ve dinlerini öğrenmek için Rasûlüllah´a (S.A.V) gittiler. Rasûlüllah (S.A.V) :

? Ey kadınlar topluluğu! Siz cehennemdeki yakıtların çoğunluğu­nu teşkil ediyorsunuz, dedi.

Bir kadın :

? Niçin ya Rasûlellah? diye sordu. Peygamber (S.A.V) :

? Çünkü siz verildiğinde şükretmiyorsunuz, başınıza birşey gei-diğinde sabretmiyorsunuz. Size verilmediğinde şikâyetçi oluyorsunuz. Şiz nankörlükten sakının, buyurdu.

Esma Bint Yezîd :

? Peki. Nankörlük-nedir? diye sordu. Rasûlüllah ES.A.V) :

? Kadın, erkeğin yanındadır. O erkekten iki ve üç çocuğu olmuş­tur. Buna rağmen şöyle der: Şimdiye kadar senden hiçbir iyilik gör­medim. Nankörlükten sakının.

Yine Rasûlüllah´a (S.A.V) :

? Nankörlük nedir? diye sordular: Rasûiüllah (S.A.V) şöyle cevap verdi:

_

? Sizden biriniz uzun süre dul veya bekâr kalır da sonra bir koca bulur. Bu evliliğinden bir çocuğu olur. Ama o bir gün kızar ve herşeyi inkâr ederek :

Vallahi, şimdiye kadar senden hiçbir hayır görmedim, der..

Kadınlardan biri altın küpesini eliyle oynuyordu. Peygamber (S.A.V) :

?Hangi kadın, altın bir gerdanlık takarsa, kıyamet gününde ateş­ten bir benzerini boynuna takar. Hangi kadın kulağına altın bir küpe takarsa kıyamet gününde kulağına ateşten bir benzerini takar, buyur­du.

Rasûlüilah (S.A.V) akîka (doğan çocuk yedinci gün traş edilirken kesilen kurban) hakkında şöyle buyurdu :

?Her çocuk akîkasmın rehînesidir. Akîka çocuğun doğumunun yedinci günü kesilir. Çocuğun başı traş edilir ve adı konur.

Esma Bint Yezîd :

? Ya Rasûlellah! Ne keseceğiz? diye sordu. Peygamber (S.A.V) :

? Akîka erkek çocuk için eşit derecede iki koyun, kız için de b koyundur.

Esma Bint Yezîd Peygamber´e (S.A.V) :

? Ya Rasöîelİah! BirîmSz canının istedîğî bsrşeye «canım istemi­yor» dese fau yaian sayılır mı? dîye sordu.

flasûlülfah (S.A.V):

? Yalan yalan oîarak yazılır, küçük yalan da küçük yafan olarak yazılır.

Esma Bint Yeztd Rasûiünah´sn {S.A.VJ şöyle buyurduğunu duydu:

? Kim İçki içerse Allah ondan kırk gece hoşnut olmaz, eğer ölür­se kâfir oiarsk ölür, eğer tekrar içmeye baş´arsa Allah´ın ona cehen­nemliklerin İrlnlenm içirmesi hakkidir.

O, flasûIüHah´in ashabına Deccal hakkında şöyle konuştuğunu duydu :

? Deccal konusunda sîzî uyarıyorum. Her peygamber kavmini uyarmıştır. Ey miifet! O sîzin aramzdadir. Ben, benden önceki peygam­berlerin kavimlerine anlatmadıkları şekilde size Özelliklerini anlataca­ğım. DeccaE´în çıkmasından önce krthğı şiddetli beş yıl otur. Bu yüz­den bütün çift tırnaklı hayvanlar ölür.

Hz. Peygamberin ashabından birisi sordu :

? Mü´minler neyle yaşarlar? Ya Rasûleliah! Rasûiüöah (S.A.V):

? Meleklerin yaşadığı şeyle. Sonra sakat gözlü olarak o çıkar. Allah sakat göz!ü değildir. Onun aimnda «kafir» yazılıdır. Yazı yazma­sını bilen ve bilmeyen her mü´min onu okur. Ona tabi olanlann çoğun­luğu yahudîier, kadınlar ve bedevilerdir. Onlar yağmur yağmadığı hal­de yağmur yağıyor, toprak bitki bitirmediği haide bitki bitiriyor zan­nederler. O bedevilere şöyle der: Benden ne istiyorsunuz? Ben size gökyüzünden bol bol yağmur yağdırmadım mi? Sizin için gözleri canlı canlı, böğürleri şişkin ve memeleri sütte dolu hayvanlarınızı canlandı­rıyorum. Onunta birlikte daha önce ölmüş baba, kardeş ve dostlarının suretinde şeytanlar diriltilir Onlardan birisi babasına veya kardeşine gelir, şöyle der: Sen falanca kişi değil misin? Beni tanımıyor musun? O senin Rabbîndir, ona uy. Ona kırk sene ömür verilir. Bir senesi bir ay gibidir. Bir ayı, bîr hafta gibidir. Bir haftası bir gün gibidir. Bir günü bir saat gibidir. Bir saat da hurma çubuğunun ateşte yanması gibidir. Bütün kaynaklar tkî mescide çevrilir. Sevinin. O ben arantzdayken çıkarsa Allah ve Rasûlü size yeter. Benden sonra çıkarsa Allah her müs-İümana benim halîfemdir

Esma Bint Ye,zîdT RasûİüIIah´ın (S.A.V) bir grup sahâbîsine şöyle dediğini duydu :

? Kıyametten Önce üç yıl vardı. Birinci gök yağmurunun üçte bi­rini tutar. Yer de bitkisinin üçte birini tutar (vermez). İkinci yıl gök yağmurunun üçte ikisini tutar (yağdırmaz]. Yer de (toprak da) bitki­sinin üçte ikisini tutar (vermez). Üçüncü yıl gök yağmurunun tamamı­nı, toprak da bitkisinin tamamını vermezler. Artık hiç hayvan kalmaz. Eğer o (Deccal) ben aranızdayken çıkarsa, onu delillerle yenerim. Eğer ben aranızda değilken çıkarsa, Allah her mü´mine benim halîfemdir.

Onlar:

? Ya Rasûleliah! Mü´min (o zaman) neyle yetinir? dedilı

Rasûiüliah (S.A.V):

? Meleklerin yetindiği şeylerle yani teşbih (sübhânellah), tah-mîd (elhamdülillah) ve tehiîlle (lâilâhe illa´llah) yetinir Eyaşar), dedi.

Bir gün Esma Bint Yezîd RasûlüÜah´ın ashabına şöyle konuştuğu­nu duydu :

? Ey insanlar! Size en hayırlılarınızı haber vereyim mi? Onlar, görüldüklerinde Allah´ın hatırlandığı kimselerdir. En kötülerinizi haber vereyim mi? Sizin dostlar arasında koğuculuk yapanlarınız ve masum kimseler için kötülük düşünenlerinizdir.

Esma Bint Yezîd Hz. Peygamber´e sordu :

? Ya Rasûleliah! Allah´ın ism-i a´zâm´ıni bana söyleyebilir misin?

Rasûiüliah (S.A.V):

? Allah´ın ism-i a´zam´ı [en büyük ismi) şu iki âyettedir: «İlâhı­nız bir tek ilâhtır. O, merhamet eden, merhametli olandan başka ilâh yoktur», «Elif, Lâm, Mîm. Allah, ondan başka ilâh olmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandir» [1]

Esma Bint Yezîd amcasının oğlu Muaz İbn Cebel´le karşılaştı. Ra-sûiüllah´tan (S.A.V) duyduklarını ona anlattı. Muaz gülümseeyrek :

?RasûlüNah´m (S.A.V) şöyle dediğini duydum: İki söz vardır ki birisinin Arş´in önünde sonu yoktur. Diğeri de gökle yer arasını dol­durur. «Lâilâhe illa´ilah» ve «AİIâhu Ekber».

Esma Bint Yezîd :

? Ebû Abdirrahman! Benim ilmimi artır, dedi. Muaz İbn Cebel :

? Rasûlüllah [S.A.V) şöyle buyurdu ; Cennettekiier hiçbir şeye deöil de sadece Allah´ı zikretmeden geçirdikleri zamana sızlanırlar.

Muaz İbn Gebel ayrılmaya niyet ettiği sırada şöyle dedi:

? Peygamber´în (S.A.V) şöyle dediğini de duydum: Adem oğlu, Allah´ı zikirden başka kendini azabtan kurtaracak bir amel işlememiş­tir.

Esma Bint Yezîd Yermûk´da bulunmuştur.

Bizanslılar, o güne kadar benzeri görülmemiş bir tabya içinde çık­tılar. Halid İbnu´I-Velîd de Arapların bundan önce yapmadıkları bir tab­yayla çıktı. Fakat müslümanlar Bizanslıların dağlar gibi kalabalık as­kerlerini görünce birisi şöyle dedi :

? Bizanslılar nekadar çok, müslümanlar ise ne kadar az. Halid İbnu´I-Velîd de ona :

?Bizanslılar nekadar az, müslümanlar ise nekadar çok. Ancak, askerler zaferle çok, kişilerin sayısıyla değil, yenilgiyle az olurlar, de-ciî.

Daha sonra Halîd, Ikrime İbn Ebi´l-Hakem, Süheyl îbn Amr, ez-Zubeyr Îbnu´l-Avvam ve el-Haris İbn Hişam´a dönüp şöyle dedi:

?« Kılıçlan müslümanların kadınlarına teslim edin. Onlara her ta­raftan müslüman saflarının gerisinde durmalarını emredin ve onlara :

? Kim geriye kaçmak isterse.. Onu öldürün, deyin.

Esma Bint Yezîd İbni´s-Seken bir kılıç, Cuveyriye Bint Ebî Sufyan´-la Umınu Hakim Bintu´l-Haris İbn Hisam birer kılıç aldılar.

Savaş esnasındaki bir kadınlar saldırısında Cuveyriye Bint Ebî Sufyan yaralandı. Şiddetli bir çarpışmadan sonra o kocasının yanınday­dı. O gün, Esma (r. anhâ) çadırının direğiyle dokuz bizanslı öldürdü...

Esma Bint Yezîd İbni´s-Seken evine döndü. Kesesine doldurduğu dirhemleri araştırdı.. Bir ateşin onu yaktığını zannetti. Rasûlüllah´ın (S.A.V) şu sözünü hatırladı :

? Kim iki dinar bırakırsa, iki defa yanmaktan kurtulur. Sanki vücudu yanıklarla dolmuş gibi titredi.. Dirhem dolu kes dışarı çıktı ve yoksul komşularının kapılarını çalmaya başladı..

Müslümanlar her taraftan Rasûlüllah´ın (S.A.V) şehrine (Medine´­ye) geldiler. Mü´minlerin emîri Ömer İbnu´I-Hattab, güçlü zayıf, Arap ve Arap olmayan bütün müslümanlara maaş bağladığını ilân etti,

Esma (r. anhâ) Beytullmal´e (Devlet Hazinesine) doğru yürüdü. Yermûk savaşında gördüğünden daha fazla insan gördü. Fakat oraya skûnet ve huzur hakimdi.

Mü´minlerin emîri Hz. Ömer, Hz. Ali, Abdurrahman İbn Avf, el-Abbas İbn Abdilmuttalib, Osman İbn Affan ve Talha İbn Ubeydillah (r. anhüm) ayağa kalktılar. Hz. Ömer bir divan (defter) tutmak istedi. Hz. Ali´yle Abdurrahman İbn Avf ona :

? Mü´minlerin emîri! Önce kendinden başla, dediler. Hz." Ömer, el-Abbas İbn Abdiimuttalîb´in elini tutup:

? Hayır, önce Rasûlüllah´ın (S.A.VJ amcasından başlıyorum, de­di.

Hz. Ömer, el-Abbas İbn Abdilmuttalib´e oniki bin Bedir savaşına katılanlara beşer bin bağladı. Bedir savaşına katılmayan dört kişiyi, Bedir savaşına katılanlara ilâve etti. Bunlar: Hasan, Hüseyin, Ebu Zer el-Gıfarî ve Selman el-Farîsî´dir. Hz. Peygamber´in (S.A.V) nikâh yap­tığı hanımlarına onbin verdi.

Rasûlüllah´ın hanımları :

? Rasûlüllah (S.A.V) mal taksiminde bizi öbürlerine tercih et­mezdi. Bizlere eşit davran, dediler.

Hz. Ömer de öyle yaptı. Rasûlüllah (S.A.V) Hz. Âîşe´yi çok sevdiği için ona iki bin daha fazla verdi. Fakat Hz. Âîşe almadı. Mü´minlerin emîri Bedir´e katılan kadınlara beşer bin verdi.

Bedir´den sonra Hudeybiye´ye kadar olanlara dört bin, Hudeybı-ye´den sonra Hz. Ebû Bekr mürtecilerin {dinden dönenlerin) kökünü ka-zıyıncaya ksdar olanlara da üçer bin verdi. Mekke´nin fethinde bulu­nanlar da bunların arasındaydı. Safvan îbn Umeyye Ibn Halef, e!-Haris İbn Hişam´Ia Süheyl İbn Amr´i fethe katılanlardan kabul etti. Onlar al­maktan vazgeçip şöyle dediler:

? Bizden daha üstün (kerîm) birisinin elmasını kabul etmiyoruz. Ömer Ibnu´i-Hattab :

? Ben size soy sopa göre değil, İslâm´daki önceliğe göre verdim, dedi.

Safvan, el-Harîs ve Süheyl:

? Öyleyse tamam, diye cevap verdiler.

Nihayet aldılar. El-Harîs İbn Hîşam´la Süheyl İbn Amr aileleriyle birlikte Şam´a doğru gittiler.

Kadisîye´ye katılanlarla Şam´a katılanlara ikişer bin bağladı. On­lardan iyi savaşanlara ikibin beşyüzer verdi. Mü´minlerin emîrine :

? Kdisiye´ye katılanları diğer savaşlara katılanların arasına kat-saydın, denildi.

Hz. Ömer şu cevabı verdi:

? Onları kesinlikle katılmayanların derecesine getirmiş değilim. Hz. Ömer´e şöyle denildi:

? Sen evi, uzak olanla, evi yakın olup avlusunda savaşan kimse­leri eşit tuttun.

Mü´minlerin emîri Ömer (R.A) şu cevabı verdi:

? Evi yakın olan fazla almaya daha lâyıktır. Çünkü onlar ölüm ve tehlikeye hazır durumdadırlar. Muhacirler, kendi aralarında öncelik sa­hibi olanlarla Ensar´ı eşit tuttuğumuz zaman sizin söylediğiniz gibi ko­nuşmazlar mı? Ensar´ın yardımı onların kendi avlularındadir. Muhacir­ler onlara daha sonra hicret etmişlerdir.

Mü´minlerin emîri Ömer ER-A) Kadisiye ve Yermûk´dan sonrakile­re biner verdi.

Onlardan sonra gelenlere beşyüzer, üçüncü sıradakilere üçyüzer,

dördüncü sıradakilere ikîyüzeîiişer verdi. Onlardan sonrakilere ki on­lar -köleler ve geride kalanlardır- ikîyüzer verdi. Bundan sonraki kadın­ları eşit tuttu. Çocukları da eşit tutup yüzer verdi. Daha sonra altmış yoksulu toplayıp karınlarını doyurdu.

Birisi mü´minlerin emîrine:

? Ey mü´minlerin emîri! Beyîuîmaide bir miktar maf biraksan da, herhangi bîr musibet veya masraf için ayırsan daha iyi değil mî? âedl

Ömer Îbnu´l-Hattab şöyle cevap verdi:

? Sana bunları şeytan söyletiyor. Fakat Aîlab onların çaresini bana öğretti ve şerrinden korudu. Befötara karşı ben RasüföFlah´ın ysp-tığı hazırlığı yaptım. 8u hazırlık Allah´a vs RasûSö´ne İtaattir. Para ve mal birinizin dîninin karş?hğı okursa s?? heîâk &farsvn\dz.

Esma Bint Yezid mü´minlerin emîri Hz. Ömer´in ona bağladığı maaşı aldı ve evine âonâû. Hatıralar onu mszsyg götürdü... [2]







--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kur´anı Kerim, Bakara Sûresi: 163

[2] Abdulaziz eş-Şennavi, Sahabe Hayatından Tablolar (Hanım Sahabiler), Uysal Kitabevi: 445-455.

Site İçi
Bir Hadis
Beş Vakit Namaz
Ebu Hureyre (r.a.)Allah Resulü´nü (a.s.) şöyle buyururken işitmiştir. "Söyleyin, birinizin kapısı önünde bir akar su bulunsa ve günde beş defa içinde yıkansa ne dersiniz? (Onun vücudunun) kirinden, pasından bir şey kalır mı?" Hayır, kirinden, pasından hiç bir şey kalmaz dediler. "Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Onlarla Yüce Allah günahları yıkar, siler," buyurdu.Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 1071

Bir Ayet
Fesad Çıkaranların Engellenmesi
Böylece onları, Allah´ın izniyle yenilgiye uğrattılar. Davud Calut´u öldürdü. Allah da ona mülk ve hikmet verdi; ona dilediğinden öğretti. Eğer Allah´ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını def´i (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı. Ancak Allah, alemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sah


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com