Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Kehribar Taşı

Kehribar
Amber, Bernstein

Kehribar; "Geçmişe açılan pencere"

Taş : Kehribar
Sertlik Derecesi : 2 - 2,5
Kimyasal Yapısı : C10H16O, Süksinik asit
Özgül Ağırlığı : 1,05 - 1,10
Burçlar : Aslan, Başak, oğlak
Çakralar : Alt karın, Güneş sinirağı
Temizleme : Akan su, Güneş (1 saat)


Kısaca

Kehribar, milyonlarca yıl önce yaşamış, çok geniş alanlar kaplayan, yüksek ağaçlı, tropik ve yarı tropik ormanlardaki ağaçların salgıladığı reçinenin fosilleşmiş halidir.

Fiziksel Etkileri
*Ağrıyan yerlere koyulduğunda ağrıları hafifletir. Kullanılan kehribarın, ağrıyan yerin büyüklüğü kadar olması etkisini güçlendir.

*Kalp ve böbreklerin düzgün çalışmalarına olumlu etkisi vardır.

*Soğuk algınlığı, astım, guatr, bronşit ve alerji tedavisi için boyun bölgesinde kullanılır. Boğaz ve tiroid enfeksiyonlarını tedavide diğer taşlardan üstünlüğü vardır.

*Sol elde oynandığında bedenin elektiriğini toplar.

*Elektrik yükünü hafiflettiği için depresyona karşı da faydalıdır.

Kehribarın
Metafiziksel ve Psikolojik Etkileri

*Günlük olağan yaşantınızla, zihinsel ve ruhsal gelişiminiz arasındaki dengenin kurulmasını sağlar.

*Para getiren bir taş olduğu düşünülür ve bu amaçla kasalara koyulur.

*Takıntılara karşı iyi gelir.

*Yaşamın bir yük olduğunu düşündüğünüz ve sorumluluklar altında ezildiğinizi hissettiğiniz anlarda, şifa yüklü enerjisiyle sizi canlandırır.

*Yaşamın güzel yanlarını farketmenizi ve böylece içinizin neşeyle dolmasını sağlar.

Kehribarın aslında taş olmadığını; reçine olduğunu söyleyenler var. Ancak durum böyle değil. Kehribarın oluşumu reçinedir ancak; artık soyu tükenmiş bir çeşit çam ağacının reçinesinin fosilleşmesi ile oluşmuştur. Fosilleşmiş olduğundan dolayı bilimsel kaynaklarda kehribar, organik kökenli taşlar arasında yer almaktadır

-----------------------------------------------------------
KEHRİBAR SAĞLIK - İLAÇ - İNANÇ
Antik Roma da çeşitli hastalıklara karşı (Akıl hastalıkları) koruyucu olarak kullanılmıştır. Kehribar tozu ile bal karışımının boğaz, kulak ve göz rahatsızlıkları için, suyla içilen kehribar tozunun ise mide hastalıklarına iyi geldiği düşünülmekteydi.

Pers bilim adamı İbni Sina, kehribari bir çok hastalığa ilaç olarak niteliyordu.

Doğu ülkelerindeki inanışa göre, kehribar dumanı ruhu güçlendiriyor ve cesaret veriyordu.

Çin de, succinic asit ve haşhaşdan yapılan şurup sakinleştirici ve ağrı kesici olarak kullanılıyordu.

Orta Çağ da, sarılığın iyileştirilmesi için kehribar taneleri taşınırdı. Vücut zayıflığına ve cildin sağlıksız rengine bu sarı taşın sihirli güçlerinin engel olacağına inanılıyordu. Doğumu çabuklaştırdığı, yılan ısırmalarına, dişağrısına, romatizmaya çare olduğu düşünülüyordu.

Oleum Succini (Kehribar yağı), balsamum succini (Kehribar balzamı), extractum succini (Kehribar ekstresi) o dönemlerde reçetelerde sık sık kullanılmıştır.

Prusya lılarda böbrek taşı rahatsızlıkları için kehribar reçetelerini kullanmışlardır.

Litvanya da ölen kişinin ardından kehribar tütsü yakılarak, şeytani ruhların bedenden uzaklaşmasına ve iyi ruhların çağrılmasına çalışılırdı. Yeni doğan bebeklerin ise tütsülenerek hızlı büyüyüp yetişmesine, yeni evlilerin ise mutlu yaşayıp, savaşa giden erkeklerin zaferle dönmelerinin sağlanmasına çalışılırdı.

I. Dünya savaşına kadar kehribar hala bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmaktaydı. Votka ve kehribar parçalarından yapılan karışımın erkeklerde cinsel gücü arttırdığına inanılıyordu. II. Dünya savaşına kadar, özellikle Almanya da kehribar tesbihler bebeklerin üzerine konularak, dişlerinin acısız ve güçlü çıkması sağlanmaya çalışılırdı.

Bugün Litvanya da hala birçok kadın, parlatılmamış kehribardan yapılmış kolyelerle guatr dan korunmaya çalışıyorlar.

Çin'de; kehribar anlamına gelen hu-po kaplanın ruhu demektir. Cesaret ve güç timsali olan kaplanların öldükten sonra toprağa karışıp, kehribara dönüştüklerine inanılırmış.

Herşeye rağmen hiç kimse, kehribar parçalarına dokunmanın vücudun elektriğini boşalttığını, okside olmuş yüzeyin bolca succinic asit ihtiva ettiğini ve bunun sinir sistemi üzerinde olumlu etkileri olduğunu, kalp ve böbreklerin düzgün çalışmalarına olumlu etkilerini inkar etmiyor

valla bu kehribar olayı güzel bi olay gibi denicem aynı bu sayfadan gerçekliğini yazıcam size aslan burcuyum yükselen burcumda aslan bakalım faydasını görebilecekmiyim


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com