Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Pembe kurdeledeki mesaj...

Orta yaşlı ve düzgün giyimli bir adam sessizce kafeye girerek köşedeki masaya oturur. Garsona sipariş vermek için beklerken yan masadaki gençlerin kendisine bakarak gülüştüklerini fark eder.

Belli ki yakasına taktığı küçük pembe kurdele şeklindeki Rozetine gülmektedirler. Bu alaylı bakışları görmezden gelen adam, yan masadakilerin bu ısrarlı sırıtmalarına dayanamayarak elini lacivert ceketinin yakasındaki rozete götürerek; 'Bu mu?' diye bakışanlara sorar.

Yan masadakiler yüksek sesle gülerek, “Küçük güzel Pembe kurdeleniz lacivert ceketinize pek de yakışmış!” diyerek sırıtmaya devam ederler. Orta yaşlı adam bu sözü söyleyen delikanlıya dönerek, “Lütfen masama buyurun bunu tartışalım” der. Biraz önce tüm sevimsizliğiyle sırıtan delikanlı sebebini anlamadığı bir utanma ve sıkıntı hissine kapılsa da gelip masaya oturur.

Adam anlaşılır ve yumuşak bir sesle, “Bu rozet tüm dünyada, içinde olduğumuz ayda, kadınların arasında meme kanseri bilincini yaygınlaştırmayı ifade ediyor. Ben bu rozeti annemin adına takıyorum” der. Bu açıklama karşısında başkalaşan delikanlı, “Çok üzüldüm, anneniz meme kanserinden mi öldü” diye sorar.

“Hayır” diye cevap verir orta yaşlı adam ve devam eder; “Annem sağ. Küçük bir çocukken kendimi yalnız hissettiğim korkulu anlarımda her zaman başımı saklayabileceğim ve huzur bulacağım yumuşak bir yuvadır annemin memeleri. Annemin sağlığı için dua ediyorum. Hımmm” diye kekeler delikanlı. “Bu rozeti karım için takıyorum” diye devam eder orta yaşlı adam. Karınız da her halde iyi” diye sorar delikanlı. “Evet, evet” der adam, “Karım benim için aşk ve sevgi kaynağı olmuştur her zaman. 23 yıl önce sevgili kızımızı beslemiştir memesiyle. Karımın sağlığı için Allah'a şükrediyorum.”

“Sanırım kızınızın sağlığı için de takıyorsunuz?”

“Hayır... Kızımı bir ay önce meme kanseri nedeniyle kaybettik. Yaşının çok genç olduğunu düşünerek ihmal etmiş memesinde fark ettiği kitleyi. Bu nedenle geç kaldık.”

Genç delikanlı, yüzündeki utangaç ve üzüntülü bir ifadeyle, “Çok üzgünüm bayım. Özür dilerim” der orta yaşlı adam “Kızımın anısına öğünerek takıyorum bu küçük pembe kurdeleyi. Bu sayede çevremdekileri de aydınlatabiliyorum. Şimdi evine git, karınla, kızınla, annenle konuş” deyip cebinden çıkardığı küçük pembe kurdele rozetini uzatırken, delikanlı öne eğilir ve “Yardım edebilir misiniz?” diye mahcup mahcup sorar…

Bu öykünün kaynağının Türkiye Meme Vakfı'ndan Dr. Can Gürbüz olduğu söyleniyor. Öykünün altına da şöyle bir not yer alıyor:

“Bir mumun, diğer mumu yakarak aydınlatmasıyla kaybedeceği hiçbir şey yoktur. Lütfen bu hikâyeyi yayarak diğer mumları da aydınlatın. Tüm aydınlıklar kadınların olsun...”

Bir kaç yıl önce e-posta gruplarında elden ele dolaşan bu hikaye bugünlerde yine e-posta gruplarında hareket halinde. Eşime de bir arkadaşı göndermiş. O da kendi e-postasına ulaşan bu iletiyi benimle paylaştı. Çünkü o da sağlığına dua ettiği bir anneye, çok değer verdiği bir eşe ve uğruna dünyaları değişmeyeceği bir kız evlada sahip. Bana da hemen bir mamografi çektirmem konusunda ısrar ediyor. Annesini ikna etti şimdi sıra bende...

Eşimi çok etkileyen bu hikaye, Türkiye Meme Vakfı'nın bir kaç yıl önce başlattığı ve çok ses getiren "Pembe Kurdela" kampanyasında çok öne çıkmıştı. Eşimin e-postası, elime ulaşır ulaşmaz, hemen Türkiye Meme Vakfı’nn sitesini ziyaret ettim.

Adına kanser denen bu illet ve en tehlikel türlerinden biri olan meme kanseri hakkında son derece ufuk açıcı bilgiler yer alıyor sitede. Meme kanseri konusunda bilgi sahibi olmanız için Türkiye Meme Vakfı'nın www.memekanseri.org adresinde yer alan web sitesini ziyaret etmenizi öneririm...


Göz attığımda sitede önemsenmesi gereken şu çarpıcı ifadeler yer alıyor:

“Tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseridir ve kadınların en önemli sağlık sorunlarından birini oluşturmaktadır.

Hastalığın görülme sıklığının dramatik bir şekilde artıyor olması sorunun diğer yüzünü göstermektedir. Yapılan çalışmalarda, meme kanserinde son 50 yıl içinde her yıl 1.2 oranında artış olduğu saptanmıştır.

40-45 yaşları arasındaki kadınlar arasında en yüksek ölüm oranını meme kanseri oluşturmaktadır. Meme kanserindeki bu artış tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gözlenmektedir.

Her yıl yaklaşık bir milyon Avrupalı, yani her 4 Avrupalıdan 1'i kanserden ölmektedir.

Günümüzde henüz meme kanserinin gelişmesini önleyen bir yöntem bulunamamıştır. Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak meme kanserinin tedavisinde başarı oranları önemli ölçüde artmıştır.

Ancak, tedavi maliyeti oldukça yüksek rakamlara ulaşabilmekte ve hastalığın belirli bir safhadan sonra tedavi edilmesi mümkün olamamaktadır. Sorunun üreme sağlığı açısından farklı bir boyutu, meme kanserinin, aynı zamanda kadınlık kimliğini tehdit etmesidir. Erken teşhis olanaklarından faydalanamayan kadınlarda, cerrahi tedavi çoğu kez memenin alınması ile sonuçlanmaktadır.”

Haydi çevremizdeki herkesi bilgilendirelim. Vakit çok geç olmadan…

Sağlıklı ve güzelliklerle dolu günler dilerim…

Nurgül Koca Acar


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com