Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

HIV nedir, nasıl bulaşır? Korunma yolları nelerdir?

Her HIV pozitif, AIDS demek değil!

Human Immunodeficieny Virus (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) yani HIV’in bulaşmasıyla vücudun savunma gücü zayıflar ve birey bazı hastalık ve mikroplara sağlıklı kişilerden daha duyarlı hale gelr. Sonuçta birden fazla hastalık ve kanserlerin ortaya çıkması ile AIDS, (Edinsel Immün Yetmezlik Sendromu) tablosu oluşur.

AIDS belirtileri hemen ortaya çıkmaz HIV vücuda girdikten sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıkması için ortalama 2 ile 10 yıl geçmesi gerekir. Bir kişinin HIV taşımakta olduğu HIV testi ile anlaşılabilir. HIV testi, virüs bulaştıktan en az 3 ay sonra kesin sonuç verir. Bu süre içinde HIV taşıyan kişiler başkalarına virüs bulaştırabilir.

HIV POZİTİFLİK NEDİR?
Kanında HIV virüsü bulunan kişilere HIV pozitif denir. Bu kişiler aynı zamanda kanında antikor bulunan seropozitif (Anti-HIV testi=ELISA testi pozitif) kişilerdir.

TANI İÇİN TEST YETERLİ
Tanı yalnızca test sonucuyla konulabilir. Vücuttaki lezyonlar ve şikayetler tanı koymada düşündürücüdür ama hiç biri HIV ve AIDS’ e özgü değildir. Dışarıdan bakıldığında kişinin hasta olduğu anlaşılamaz. Ama virüsü almasından itibaren bulaştırabilir. Bu yüzden sağlıklı görünen bir insandan bu virüsü çok rahat alabilirsiniz.

AIDS’İN BELİRTİLERİ
HIV çeşitli hücrelere, özellikle CD4T kan hücrelerine yerleşerek çoğalır. Zarar gören CD4T hücreleri giderek azalır ve bunun sonucu olarak vücudun bağışıklık sistemi yıkıma uğrar. Vücut direnci zayıflayan hastada, normalde zararsız olan, hafif geçen ya da ender rastlanan bazı hastalıklar belirir. Ayrıca lenf bezlerinde büyümeler, ağız ve deride tekrarlanan uçuk, pamukçuk, yara ve lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, ishal, öksürük, tüberküloz, akciğer hastalıkları gibi belirtiler ortaya çıkar. Kişide bu belirtilerin ancak birkaç tanesinin bir arada bulunması durumunda AIDS düşünülebilir. Kaposi sarkomu ve bazı lenfomalar da, HIV enfeksiyonunu düşündüren önemli belirtilerdendir.

HIV VE AIDS’DE TEDAVİ
HIV’nin vücutta çoğalmasını önleyici tedaviler mevcut. HIV pozitifte doktor kontrolündeki tedavinin kesintisiz uygulanması ile AIDS tablosu gelişmeden kişi, uzun süre kaliteli bir yaşam sürebilir. AIDS’in ise kesin tedavisi henüz bulunmuş değil.




HIV bulaşıcılığı üst düzeyde olan bir virüs olmamasına rağmen, mutlaka korunulması gereken bir virüstür. HIV doğası gereği tek başına yaşamını idame edemeyen bu nedenle mutlaka konak ihtiyacı olan bir virüstür. Virüs açık hava şartlarında uzun süreli canlı kalmamakla birlikte oksijenle temasta kısa sürede ölmektedir. Standart sterilizasyon uygulamaları virüse karşı korunmada yeterlidir. Virüsün bulaş yolu temelde vücut sıvılarının iletilmesi olarak özetlenebilir. Bu nedenle kan gibi, meni gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının virüsün iletiminde yeri büyüktür. Ancak tükürük gibi, ter gibi, göz yaşı gibi ve idrar gibi vücut sıvıları virüs taşımamaktadır. Bu nedenle öpüşmekle, tokalaşmakla, ortak duş-banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaşmaz. HIV’in üç büyük bulaşı yolu bulunmaktadır, bunlar :

Korunmasız cinsel ilişki

Kan alışverişi

Anneden bebeğe vücut sıvıları ve anne sütü ile.

KORUNMA

Cinsel yolla HIV bulaşmasından korunma:

Cinsel ilişki yoluyla HIV bulaşması cinsel sıvıların cinsel organlara, anüse ağıza ya da açık yaralara teması ile olur. Cinsel yolla HIV bulaşmasından korunmanın en kesin yolu cinsel ilişkiye girmemektir. Ancak bu, pratikte uygulanması güç hatta imkansız bir yöntemdir. Cinsel etkinlik başladığında HIV riskini azaltmak için alınması gereken önlemler şöyle sıralanabilir:

Cinsel etkinliğin başlama yaşı olabildiğince geciktirilmelidir. Gençler, HIV ve diğer CYBH’ye daha duyarlıdır ve hastalık bulaşma riski, yaşam boyu edinilen eş sayısı ile doğru orantılı olarak artar.

Enfekte olmadığı bilinen bir eş ile benimsenecek tek eşli yaşam biçimi, korunmada önerilen bir önlem olmakla birlikte, çok güvenilir bir yol değildir. Siz tek eşli olabilirsiniz ama eşinizin tek eşli olduğundan emin olamayabilirsiniz.



Kondom (Kaput, kılıf, prezervatif) kullanmak,
cinsel etkinlik gösteren kişilerin HIV’den korunmasında halen en güvenilir yöntemdir. Ülkemizde, hem erkekler hem de kadınlar için kondom mevcuttur. Cinsel ilişkinin her çeşidinde , her ilişkide kondom kullanıldığı taktirde ve doğru kullanılması halinde koruyuculuğu %100’e yaklaşmaktadır. Kondomla birlikte sperm öldürücü krem ve kayganlaştırıcı kullanılması da tavsiye edilmektedir. Güneş ışığından uzak, ezilip bükülmeden saklanmış kondomun son kullanma tarihi geçmemiş olmalıdır. Paket açılırken kesici delici alet kullanmamalı, elle açılmalıdır. Takılışında ise ereksiyon halindeki penise açmadan ve tepesindeki havayı tutup çıkarak konur ve rulo açılarak penise kondom geçirilir. Kondomlar tek kullanımlıktır.
İlişki sonrası ağzı düğümlenerek atılmalıdır.

Özellikle HIV bulaşma riskinin en fazla olduğu yöntem ise anal (makattan) olan cinsel ilişkidir.

2. Kan yoluyla HIV bulaşmasından korunma:

Test edilmemiş kan nakline izin verilmemelidir. HIV bulaşmasının neredeyse %100 kaçınılmaz olduğu tek durum enfekte kanların başka kişilere nakledilmesidir. Türkiye de 1985 yılından beri tüm nakledilmesi gereken kanların test edilmesi yasal zorunluluktur.

Şırınga, iğne, diş hekimliği ve dövme aletleri, akupunktur ve kulak delme iğneleri gibi kesici ve delici aletler kullanıldıktan sonra yeniden kullanılmadan önce mutlaka dezenfekte edilmelidir veya tek kullanımlık materyaller tercih edilmelidir.

Damariçi uyuşturucu madde bağımlıları yine şırınga paylaşımı nedeniyle risk altındadırlar. Madde etkisinde bulunan bağımlı kendisini ve çevresindeki insanları koruyamamaktadırlar. Bu nedenle madde kullanımı HIV yayılımında son derece önemli bir yere sahiptir.


3. Anneden bebeğine bulaşmadan korunma:

HIV virüsü taşıyan anne adayları hamileliklerinde alacakları antiretroviral ilaçlar yoluyla bebeklerine virüs geçişini %1′lere kadar indirebilmektedirler. Ayrıca doğum sonrasında da emzirme yoluyla bulaşın önlenmesi için annenin bebeğini emzirmek yerine mama yoluyla beslemesi önerilmektedir. Afrika’da anneden bebeğe bulaşı oranı son derece yüksektir. Açlık nedeniyle anneler bebeklerini kendi sütleriyle beslemektedirler bu da yayılımı arttırmaktadır.


POZİTİF YAŞAM DERNEĞİ
HIV pozitif olanlara hukuk, sağlık ve psikolojik alanlarında yardımcı olan Pozitif Yaşam Derneği, HIV ve AIDS hakkında bilgi ve bilinç düzeyini artırmak, HIV ve AIDS’in sadece belirli yaşam tazı ya da cinsel yönelimleri olanlara mal edilmesi yönündeki önyargıları yıkmak için çalışmalarını sürdürüyor. Dernek, HIV’le yaşayanların sağlıklı ve güçlü bireyler olarak topluma kazandırılması yönünde destek veriyor.


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com