Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Alışveriş sendromu

Ailede alış-veriş eşlerin ortak sorumluluklarındandır. Ancak¸ erkekler işleri dolayısıyla¸ bazen de işin kolayına kaçarak evin bütün alışveriş yükünü¸ işlerini bahane ederek hanımının üstüne bırakmaya çalışır. Her ne kadar evin ihtiyaçları öncelikle hanımları ilgilendirse de bu iş tek başına hem yorucu olur¸ hem de evde tatsız tartışmalara yol açabilir.

Öncelikle evin hanımı hâlinden şikayet eder. Çok yoruluyorum¸ verdiğin para yetmedi¸ daha alacaklarım kaldı¸ taşıyamıyorum¸ vs. Bu şikayetler uzadıkça evdeki huzursuzluklar artar¸ çocuklar bu tür olaylara şahit olursa etkilenebilir.

Her zaman belirttiğimiz gibi bu konuda da işin kolayına kaçmadan orta yol bulunabilir. Şimdi hiçbir şey eskisi gibi değil. Erkekler iş dönüşü evin önemli ihtiyaçlarını alabilir. Çünkü artık adım başı marketler¸ hipermarketler¸ alışveriş merkezleri var.

Bir de hanımlar çalışmıyorsa¸ eşinin verdiği para her zaman yeterli olmayabiliyor. Para yeterli olsa¸ taşıma zorluğu hanımları yorar. Şimdi arabası olan hanımlar çoğunlukta ama biz işin zor tarafını ele almak istiyoruz. Bazen de araban olsa dahi paketleri arabaya taşı¸ arabadan eve taşı. Küçük çocuk varsa onunla ilgilen. Bunların hepsi yorucu.

Yalnız burada dikkat etmemiz gereken önemli iki konu var:

Bazı hanımlar alışveriş ederken çok titiz davranır. Alacağı ürün ne olursa olsun çok inceler. Market reyonlarında adeta kaybolur. Paketleri uzun uzun inceler. Bunun fiyatı kaç¸ gramı ne kadar? Diğer markadan mı alsam¸ yoksa şunu mu denesem? Bunun içinde ne var? Faydalı mı¸ zararlı mı? Alsam mı¸ almasam mı? Bir de bunlara aynı gün giyim kuşam alışverişi eklenirse beyler artık ya sabır çekmeye başlar. Onun alacaklarını almaktan vazgeçip geri dönmek ister. Tabii bu sefer de alışveriş kabusa döner.

Aynı şekilde bazı erkekler de kendine göre birtakım titizlikler gösterebilir. Örneğin karı koca birlikte alışverişe çıkınca erkek öncelikle acele edebilir. O acele ettikçe hanımı ne alacağını şaşır. Hadi¸ çabuk ol. Ne çok şey alıyorsun¸ bu kadarı yeter. Ben sıkıldım. Maça geç kalıyorum. Dinlenmek istiyorum. Pazar günüyse eğer¸ haftada bir günüm var. onu da böyle oyalanarak geçirmek istemiyorum¸ gibi laflar edebilir. Bir de bazı erkekler para durumunu eşine belli emek istemez. Belki de o gün az para harcamak istiyordur. Ya da o gün parası azdır. Bunu münasip bir dille eşine anlatabilir. Hiç değilse çarşıda¸ pazarda birbirlerini zor durumda bırakmamış olurlar. Çevremizde yaptığımız araştırmalarda bunlara benzer olaylar duyuyoruz. Hatta alışveriş merkezlerinde bizzat şahit olduğumuz tartışmalar da görüyoruz.

Hiçbir şey aile saadeti kadar önemli olmamalı. İhtiyaçlarımız ya da birbirimizden beklentilerimiz her zaman istediğimiz gibi olmuyor. Bunları sorun hâline getirmeden¸ kırıcı olmadan aramızda hâlletmeliyiz. Bunları hâlledebilirsek eğer¸ isteklerimiz azalır. Birbirimize güven duygusu artar. Daha da önemlisi¸ birbirimizin inadına hoşuna gitmeyecek şeyler yapmayız. Karşılıklı gösterilen iyi niyet¸ iki tarafı da mutlu eder.


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com