Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Reflü daha çok kadınları vuruyor.!

Görülme sıklığı giderek artan ve tedavi edilmediğinde yemek borusu kanserine neden olan reflü daha çok kadınları vuruyor. Bunun en önemli nedeni ise göbek bölgesindeki yağlanma ve doğum sonucu oluşan sarkmaların karın içi basıncını artırması

Araştırmalar Türkiye’de her 10 yetişkinden birinde reflü olduğunu ve görülme oranının her geçen gün arttığını gösteriyor. Bu artışta yaşam tarzı, yeme alışkanlıkları ve stres önemli rol oynuyor. Toplumda hastalığın yeterince önemsenmediğini söyleyen Prof. Dr. Cihan Uras, ciddi bir tehlikeye dikkat çekiyor, “Reflüyü göz ardı etmeyin, tedavi edilmemiş ve ilerlemiş reflünün yemek borusu kanserine neden olduğunu ve kanser riskini ortalama 40 kat artırdığını unutmayın” diye konuşuyor.

Asitli mide içeriğinin yemek borusuna kaçması olarak tanımlanan gastro özafagal reflüden muzdarip insan sayısı her geçen gün artıyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihan Uras, sosyal yaşamı olumsuz etkileyen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren hastalıktaki artışın nedenini çağdaş yaşam tarzına, değişen yeme alışkanlıkları ile alkol ve sigara tüketiminin artmasına ve strese bağlıyor.

KANSER RİSKİNİ 40 KAT ARTIRIYOR
“Tedavi edilmeyen reflü yemek borusu kanserine neden olduğu için dikkate alınması gereken önemli bir hastalıktır” diyen Prof. Uras, reflünün kansere dönüşmesindeki mekanizmayı ise şöyle anlatıyor: “Normalde midenin içi aside duyarlı değildir, çünkü midenin kendisi asit üretir. Halbuki yemek borusu son derece hassastır ve asitle temas ettiği zaman yanıklara neden olabilir. Tekrarlayan reflüler yemek borusunda özefajit dediğimiz iltihabi değişikliklere yol açar. Bu kronik iltihap bir süre sonra yemek borusunun mukozasında bir takım değişiklikler yapar, bu değişiklilik sonucu da baret özafagusu gelişir. Reflü olan her 10 hastanın birinde meydana gelen baret özafagusu yemek borusu kanseri riskini ortalama 40 kat artırır. İstatistikler, baret özafagusu olan hastaların ortalama yüzde 10’unun yemek borusu kanserine yakalandığını gösteriyor.”

KADINLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR
Tedavisi ömür boyu süren hastalık kadınlarda erkeklerden daha fazla görülüyor. Şişmanlığın, özellikle de göbek bölgesindeki yağlanmanın önemli bir etken olduğunu söyleyen Prof. Uras, “Karın içi basıncını artıran göbek bölgesindeki yağlanma kadınlarda daha çok oluyor, ayrıca doğum sonrası meydana gelen sarkmalar da karın içi basıncını artıran faktörlerdir. Bu nedenle hastalık kadınlarda daha fazla görülür” diye konuşuyor.

ASTIM VE FARENJİTLE KARIŞTIRILIYOR
Mide fıtıklarıyla beraber de görülebilen hastalığın herkeste çok ciddi şikayetler yapması gerekmiyor. Ağıza acı su gelmesi, yediklerin ağıza geri gelmesi, göğüs kemiğinin arkasında ve midede yanma en tipik şikayetleri oluşturuyor. Prof. Cihan Uras’a göre, boğaz problemleri, ses kısıklığı, ses çatallanması, sık sık farenjit ya da larenjit olma ve ses teli polipleri gibi tipik olmayan belirtiler de verebilen, kimi zaman da astımı taklit eden reflüde teşhis yanılgısı önemli bir sorun oluşturuyor:

“Hastalık, öksürük krizlerine, hastaların geceleri öksürükle uyanmalarına neden olabiliyor. Bunun sebebi de uykuda refleksler ortadan kalktığı için mide içeriğinin solunum yollarını tahriş etmesidir. Bu nedenle hasta kendisini astım zannediyor. Ancak dikkatli bir hekim muayenesiyle reflü ortaya çıkarılıp tedavi edildiğinde astım gibi görünen bu şikayetler de ortadan kalkıyor. Yani hastalık gastrit, ülser, farenjit ya da astım gibi hastalıklarla kolayca karıştırılabiliyor.”

İLAÇLA TEDAVİSİ ÖMÜR BOYU SÜRÜYOR
Kesin teşhisin gastroskopiyle konduğunu söyleyen Prof. Uras, tedavi seçenekleri hakkında ise şu bilgileri veriyor: “Reflüde organik yani yapısal bir sorun söz konusu. Eğer mide fıtığı yoksa sadece reflü ise ilaçlar ve önlemlerle reflü azaltılabilir. Medikal tedavi sadece mide asit sekresyonunu düşürmeye yönelik tedavidir. Bu durumda reflü yine devam eder ancak mide asidini ortadan kaldırdığınız için mide içeriği yemek borusuna kaçsa bile, içeriği asit olmadığı için yemek borusunu yakmaz. Yani ilaç tedavisiyle reflü bitmez, sadece reflünün yemek borusu ve boğaza zarar vermesi engellenir. Reflünün ilaçla tedavisi ömür boyu sürer, hastaya mide asidini düşüren ya da asidi nötralize eden ilaçlar verilir.”

AMELİYATTA BAŞARI ORANI YÜKSEK
Prof. Cihan Uras’a göre, beraberinde mide fıtığı varsa ya da çok ilerlemiş ise o zaman reflünün laparaskopik ameliyatlarla tedavi edilmesi gerekiyor. Laparaskopik Nissen Fundoplikasyon ameliyatları ile hastalığın son yıllarda başarıyla tedavi edildiğini hatırlatan Prof. Uras, “Uygulamanın en önemli avantajı hastayı çok az üzen bir yöntem olmasıdır. Minimal invaziv yöntemle yapılan bu ameliyatlarda karın duvarından beş tane delik açıyoruz. Delikler aracılığı ile fıtık varsa hem bunu düzeltiyoruz, hem de yaptığımız yüksek basınç bölgesiyle mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını engelliyoruz, böylece hasta şikayetlerden kurtuluyor” diye konuşuyor.

10 YILLIK NÜKS ORANI YÜZDE 5
Yok denecek kadar az ağrılı olması, hastada büyük yaraların oluşmaması, iyileşme süresinin kısa olması ve başarı oranının yüksek olması yöntemin avantajlarını oluşturuyor: “Çalışmalar bu yöntemin uygulandığı vakalarda 10 yıllık nüks oranının yüzde 5 olduğunu gösteriyor. Bu çok önemli bir rakam çünkü yüzde 95 hastada hiç bir sorun görülmüyor. Bu hastalar 10 yıl boyunca ilaç kullanmaktan kurtuluyor çünkü kimyasal içerikli bu ilaçların da bazı yan etkileri bulunuyor. Ameliyatla hastalar ilaç bağımlılığından kurtuluyor. Hasta ertesi gün yürümeye başlıyor ve en fazla iki gün sonra da normal hayatına dönebiliyor.”

YAĞLI VE TATLI YEMEYİN, ALKOLDEN UZAK DURUN
“Reflüyü göz ardı etmeyin, reflünüzün hangi noktada olduğunu tespit edin ve eğer ilerlemiş bir durum söz konusu ise yemek borusu kanseri olmamak için hemen tedavi ettirin” diyen Prof. Cihan Uras, reflü hastalarına önerilerini ise şöyle sıralıyor:

Yağlı ve tatlı yiyecekler tüketmeyin
Tok karnına yatmayın, yemeklerden en az iki saat sonra yatın
Kiloluysanız mutlaka kilo verin
Mide bölgesini sıkacak ve karın içi basıncı artıracak dar giysiler giymeyin
Yeme alışkanlıklarınızı değiştirin
Yavaş yemek yiyin, lokmalarınızı iyi çiğneyin
Yatarken yüksek yastık kullanın
Ağır sporlardan kaçının
Alkol ve sigaradan uzak durun.


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com