Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Gelin, kayınvalideye nasıl davranmalı?

Hayat çizelgesi üstlenilen rollerle ve ibret levhalarıyla doludur. Gelinken çektirirseniz, kayınvalide iken bu kez kendiniz çekebilirsiniz. O yüzden mantıklı olup ne çekmek, ne de çektirmek gerekiyor.
“Kapı mı çaldı? Kim geldi?”

“Kim olacak tabii ki, annen.”

“Ne dedin anlamadım?”

“Anlamayacak ne var bunda? Yine annen geldi dedim.”

“Yavaş ol annem duyacak.”

***

“Şey, çocuklar geçiyordum ayaküstü ne yapıyorsunuz diye sorayım dedim. İnşallah rahatsız etmedim.”

“Aaaa! Ne rahatsızlığı anneciğim. Zaten biz de seni özlemiştik. Ne iyi ettin de geldin.”

“Güzel gelinim, rahatsız mısın, niye sesin çıkmıyor?”

***

“Sanırım kızım rahatsız ben kalkayım. Zaten baban da beni merak eder. Haydi hoşça kalın.”

“Ama anneciğim öyle hemen kalkılır mı? Akşam yemeğine kalsaydın. Değil mi hayatım?”

***

“Yok! Yok! Başka zaman. Fırsat bulursanız siz gelin…”

Her ne kadar kayınvalidelerin zulmü dillere destan olmuşsa da maalesef böyle gelinlere de rastlanıyor. Kendisine karışmasa bile kayınvalidesinin varlığından rahatsız olan gelinlerin sayısı hiç de küçümsenecek gibi değil.

Kayınvalideleri tarafından ezilen kimi kadınların kızları, şuuraltlarında tepkisel olarak sanki kendi kayınvalidelerinden annelerinin intikamını alıyorlar. “Annem ezildi ben ezilmeyeceğim” diye kendilerini koruma psikolojisine giriyorlar.

Halbuki, karşılıklı hoşgörü, anlayış ve saygıyla davranılmalıdır. Bugünün gelininin yarının kayınvalidesi olacağı göz önünde tutulmalıdır. Kayınvalidesine kötü davranan gelini, yarınlarda kötü bir gelinin beklediği, “Ne ekersen onu biçersin.”sözü unutulmamalıdır.

Eskiler “Dört atanın hakkı birdir.” diyerek eşin ana-babasının insanın kendi anası, babası gibi hukukunun olduğuna dikkat çekmişlerdir.

Zaten Peygamberimiz (sas), “İçinde akrabalarla irtibatı kesen birisinin olduğu bir topluluğa rahmet inmez.” (Buhari, Edeb)

“İki kişi vardır ki, kıyamet günü Allah onlara rahmet nazarıyla bakmaz; akrabalarıyla ilgiyi kesen kimse ve kötü komşu.” (Deylemi Müsnedü’l-Firdevs) buyurmaktadır.

Üstelik bu akraba, anne hükmünde olan kayınvalide olursa iş daha da değişir. Güzel sözün bile sadaka olduğu dinimiz elbette kayınvalideye iyi davranılmasını ister.

Peygamberimiz, “Kadınların en hayırlısı, kendisine baktığı zaman kocasını sevindiren, bir şey yapmasını istediğinde itaat eden, nefsi ve malı hususunda kocasının hoşlanmadığı tutum ve davranışlardan kaçınan kadındır.” (Müsned, 2:251) buyuruyor.

Sanırım hiçbir erkek eşinin annesine kötü davranmasından hoşlanmaz. Zaten hayırlı bir kadın da eşini üzmemek için eşinin annesine saygılı davranır. Onu memnun eder.

Bazen gelinler “Biz ne kadar iyi davransak da kayınvalidemiz kötü, bizi sevmiyor.” diyorlar. İyilik yapana iyilik yapmak kolaydır. Fazilet, kötülüğe iyilikle karşılık vermektedir. Peygamberimiz:

“Akrabalarına iyilik eden kişi, sadece onların iyiliklerine karşılık veren değildir. Akrabalarına asıl iyilik eden kişi, akrabaları kendisiyle ilişkilerini kopardıklarında, onlara iyilik yapmaya devam edendir.” (Buhari, Edeb: 15) buyuruyor.

Bilmem bu sözün üzerine başka söze gerek var mı?

Ailem
Sayı: 241
Bölüm: Evlilik


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com