Kadın | Konular | Kitaplık | İletişim

Kadınlar ve yıllar

Kadınlar ve yıllar

Yeni evli bir çifti düşünün. Büyük bir ihtimalle ikisi de yirmilerinde.. İkisi de genç. İkisi de bir genç olarak eşinden bir şeyler bekliyor, eşine bir şeyler vermeye çalışıyor.

Oysa evlilik sadece yirmili yaşların evliliği değildir. Zamanla evlilik de yeni yıllara girerken, eşler de yeni çağlara, yeni yaşlara girecektir. Ömrün ilerlemesiyle birlikte, kadında daha şiddetli olmak üzere, psikolojik ve fizyolojik dalgalanmalar olur. Evlilikten neyi beklediğimizi, evliliğe neler katacağımızı düşünürken, geçen zamanı da hesaba katmalıyız. Mademki kadınlar çok daha fazla dalgalanma yaşıyorlar. Erkek kısmı olarak nefesimizi tutup yaşın ilerlemesiyle kadınların neleri, nasıl istediğini anlamaya çalışalım. Haydi ders başına!

Yirmili yaşlarındaki kadın eşinin arkadaş ve sevgili olmasını bekler. Her şeyin dostluk ortamında yürümesini umar. Evliliğin ilk yıllarında her iki taraf da kişisel olarak yol ayırımlarındadır. Zaten yol ayırımlarında olan erkek ve kadının bir araya gelmesi, yol ayrımlarının sayısını artırır ve yol ayrımındaki gerilimleri yükseltir. Yol ayrımlarının ilki "Ben"den "Biz"e geçişte yaşanır. Sevgi ve aşkın her şeyi halledebileceğine olan inancımız, tek başına yaşamaktan iki kişi birden yaşamaya geçişteki teknik eksiklerimiz nedeniyle zaman zaman sarsıntılara uğrar. Birlikte yaşamak bazen "diğerini" tümüyle kendi kopyası haline getirmekle çözülmek istenir. (Eşime göre, biz erkekler bu konuda daha istekli, eğilimli ve becerikliyiz.) Eşimizi birey olarak yanımızda kabullenmek yerine onun kişiliğini silip yerine geçiyoruz. Böylece kaybeden biz oluyoruz. Yan yana büyüyen iki ağaç gibi, ancak birbirimize gölge etmeden büyüyebileceğimizi anlamakta gecikiyoruz. Yanımızdaki ağaca gölge ettiğimiz için yanımızdaki ağacın refakatinden ve dostluğundan yoksun kalıyoruz; yani eşimiz olduğu halde yalnız kalabiliyoruz.

Diğer taraftan, kadın, eşinin yirmili yaşlarda yaşadığı iş belirsizlikleri ve gerilimlerini de fazlasıyla yüklenir. Çünkü, erkek için de evliliğin ilk yılları, çoğunlukla işinde belirsizliklerle seyreder; işsiz kalma, iş değiştirme, gerekli zammı alamama, yeni iş kurma, terfi bekleme, iş eğitimleri alma gibi belirsizlikler özellikle bizim ülkemizde daha da büyük şiddette yaşanıyor olabilir.

Erkeğin, babadan kalma düzenli ve iyi gelirli bir işi olması da, gerçek mutlulukları fark edememe gibi bir tuzağa düşürür çiftleri. Evlendikleri gün, banyodaki sabunun markasına varıncaya kadar her şeyi hazır edilmiş ve baba ve anne vesayeti altında kalmış çiftlerin daha kolay kavga ettikleri, birbirlerine tahammül etmeye alışmadıkları için krizleri çözemedikleri gözlenir. Birlikteliği kendi omuzlarında hissedemeyen bu "korunmuş" çiftler küçük mutlulukları fark edemeyecekleri kadar küçültebilirler ve küçük anlaşmazlıkları tahammül edemeyecekleri kadar büyütebilirler.

Kadınlar 20'li yaşlarda olduğu gibi 40'lı yaşlarda da aşk ve arkadaşlık isterler. Kırklı yaşlara kadar iş ve çocuklarla ilgili belirsizliklerin çoğu kararını bulmuş olur. Ancak ergenlik dönemine yaklaşan/yaşayan çocuk(lar) ikisinin de ellerinden uçmak üzere olan kuşlara benzer; sevimli, tatlı, biricik, bi'tane bildikleri çocuk(lar)ı hızla yabancılaşmaya başlar. Hayatın durulmaya başladığı orta yaşlılık döneminde, çocukların ergenlik gerginlikleri yeni yol ayırımlarına getirir çiftleri. Yine kadın tarafından bakınca, kadının biyolojik saati onu bu gerilimlerin üzerine yeni bir gerilimin eşiğine getirir. Kadınların çoğu 40'lı yaşların sonuna doğru menopoza girerler. Menopozla birlikte kadın fizyolojisinde ve duygusal yapısında büyük dalgalanmalar başlar. Buna rağmen, 40'lı yılların daha kolay geçmesi mümkündür. Özellikle ilk 15-20 yıl güzel geçmişse, eşler kriz çözmeye alışmış ve birbirlerine karşı açık olmayı öğrenmişlerse, 40'lı yılların duygusal ve cinsel anlamda sakin geçmesi beklenebilir. Bunun için erkeğin memnuniyetini, takdirini ve hayranlığını ifade etmeyi meleke haline getirmiş olması gerekir.

Kadının 60'lı yılları ise, menopozun sıcak geçiş döneminin dindiği, kendi çocuğunun yetiştirme geriliminin yerini hiç riski olmayan torun sevmelere bıraktığı döneme denk geliyor. Bu yaşlarda ilk akla gelen ise çiftlerin yatak hayatı; sanıldığının aksine bu yaşlarda hem erkek hem de kadın cinsellik konusunda istekliler. Ancak, kadının başından beri ifade ettiği ve umduğu cinsellik yaklaşımı bu yaşta daha belirgin ve açık bir hal alır. Sırf yatağa indirgenmiş bir cinselliğe itiraz eder kadın. Kadın için bu yaşlarda en önemli yakınlık ve cinsellik aracı, sohbet ve refakattir; bunun el ele tutuşma ve kucaklamalar şeklinde ifade edilmesini bekler.

Erkeklerin suskunluklarını kadınları anlama becerisine dönüştürmesi gerekiyor. Anlatabiliyor muyum?

SENAİ DEMİRCİ


Kategoriler

- evlilik - Saglik - çocuk - Cocuk Psikolojisi - Duygu ve Düsünce Yazilari - kadın - sağlık - Bebek ve Cocuk Sagligi - SEVGİ - Rasûlüllah - aile - mutluluk - Cocuk Gelisimi - anne - Sevgi - Diyet - çocuk gelişimi - Dekorasyon - Gebelik - hastalik - bebek - diyet - Hastaliklar - evlilik - kanser - Şifalı Bitkiler - erkek - cocuk egitimi - çocuk hastalıkları - Cilt Bakimi - Aşk - Gülay Atasoy - güzellik - Güzellik - Peygamber - kalp - baba - beslenme - hayat - aşk - Kadin Hastaliklari - Mutfak - müslüman - Islam ve Kadin - Senai Demirci - Şiir - tedavi - Alternatif Tib - Mehtap Kayaoğlu - dua

MollaCami.Com